Türkiye’nin şu sıralar gündeminden düşmeyen Dilan ve Engin Polat çiftini konuşmayan kalmadı. Fatih Altaylı da bu konuya soruşturmalar öncesinde ‘uçak satın alma’ üzerinden dahil olan bir gazeteci olarak, konuyu ele almaya devam ediyor. Çiftin ‘çok’ gösterişli hayatını milyonlar sosyal medyada izlerken, ‘özel uçaklı’ doğum günü kutlaması sonrasında yapılan açıklamalardaki üslupla birlikte tartışılmaya başlayan konu, uyuşturucu ve kara para aklama soruşturmalarına kadar vardı. Fatih Altaylı da bu soruşturmaları yazdı.
Kaynak: https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazi…
Bağımsız gazeteciliğe geçen Fatih Altaylı, gerek Youtube kanalındaki yayınları, gerek de yazılarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Altaylı, Türkiye’nin gündemindeki sıcak konulardan Dilan ve Engin Polat çifti hakkında da yazmaya devam ediyor.
‘Özel uçaklı’ doğum gününe dek Dilan ve Engin Polat, ‘enerci’, ‘kocacım’ gibi ifadeleriyle, bol bol para ve altın hediye etmeli, saça euro takmalı, dolardan buket yapmalı videolarıyla tanınıyordu. Doğum günü kutlaması olay olunca Dilan Polat’ın ekrana tükürerek ‘züğürtler’ demesi gazetecilerin, bu konuda kendini savunmak için katıldığı yayında da günlük harcadığını söylediği miktarlar da ekonomistlerin dikkatini çekti. Youtube’da ifşa kanalları da işin içine girince herkesin bildiği soruşturmalara kadar geldik.
Fatih Altaylı da Dilan ve Engin Polat konusunda bir süredir yazı yazıyor ve yayın yapıyor. Son yazısındaki ifadeleri de ilgi çekti.
‘Günde 750 bin TL harcıyorum’ diyerek bir anda kendini hedef haline getiren Dilan Polat ve eşi hakkında acil bir Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) soruşturması yapıldı ve kara para aklama bulgularına rastlanınca ikilinin mal varlığı donduruldu.
Hâlâ ortada yanıtlanmamış bir soru var. Dilan ve Engin Polat kimlerin parasını aklıyordu, bunlara bu işi kim öğretmiş, kim yaptırıyor?
Altaylı, yukarıdaki ifadelere başladığı yazısında, sorusunun cevabının ortaya çıkıp çıkmayacağından emin olmazken, toplumun bunu zorlayacağını öngörüyor.
MASAK araştırması, mal varlıklarının dondurulması konusunda ‘bir iki gazeteci, bir avukat ve bir ekonomist’ olarak belirttiği sonrasında da Özgür Demirtaş, Feyza Altun olarak belirttiği kişilerin olayı gündeme taşıdığını belirten Altaylı, ailenin lüks hayatını uzun süredir sosyal medyada göz önünde yaşadığını hatırlatıyor.
Altaylı yazısında ilgi çeken kısım ise ‘Maliye’nin ve MASAK’ın tüm bunlar yaşanırken olayla hiç ama hiç ilgilenmemesiydi.’
Güzellik merkezlerinden “böylesi bir gelirin elde edilip edilemeyeceği” konusunda sistemin nasıl işlediği MASAK’ın ilgi alanı olurken, öncesinde bunun araştırılmamış olmasına bakın Fatih Altaylı ne diyor?
Peki niye? Bu kurumlarda çalışanlar sorumsuz, ilgisiz insanlar olduğu için mi? Değil elbet.
İlgilenmiyorlar çünkü Türkiye bir hukuk devleti değil, bırakın hukuk devletini artık bir yasa devleti bile değil.
Hal böyle olunca bu kurumlarda çalışanlar da “Başıma bela almayayım” diyor ve ilgilenmiyor.
Çünkü namuslu ve işini yapmak isteyen bürokratlar bile her türlü suçun arkasında bir üst düzey kamu yöneticisinin ya da bir siyasetçinin olduğunu düşünüyor artık.
Kamu çalışanlarının bu denetimlerde üst düzey bir siyasiye ulaşmaktan korkarak bulaşmak istemediklerini yazan Altaylı, “Namuslu insanlar bile bir noktada ‘Çoluk çocuğum var. Ben mi uğraşacağım! Ne halleri varsa görsünler’ demeye başlıyor. Ve sonunda Devlet ‘Ne halleri varsa görsünler’ devleti haline geliyor” diyor.
